Gülsen Solaker
Seçimlerin ardından Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki (CHP) değişim tartışmalarında adı genel başkan adaylığı için geçen isimlerden İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yeni yol haritasını İstanbul ağırlıklı olacak şekilde Salı günü açıkladı. Yerel seçime kadar geçecek en az yedi aylık sürecin muhalefet tarafından nasıl yürütüleceği belirleyici olacak.
İmamoğlu, düzenlediği basın toplantısında Mart 2024 yerel seçimlerinde yeniden İBB Başkanlığına adaylığını koyacağının sinyalini vererek, “Şehrimizin yağmalanmasına, adaletsizlik ve çevre katliamına karşı İstanbul’u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum” diye konuştu. Seçim yenilgisinin hemen ardından CHP’de değişim çağrısı yapan ve bu kapsamda farklı kesimlerle toplantılar düzenleyerek internet sitesi de kuran İmamoğlu, CHP Genel Başkanlığı için iddiasını, son açıklaması ile şimdilik bırakmış görünüyor.
Yerel seçimlere kadar olan yaklaşık yedi aylık süreçte CHP’de köklü bir değişim olup olmayacağı, diğer muhalefet partilerinin İstanbul dahil bazı büyükşehirler için yeniden ittifak yapıp yapamayacağı, İmamoğlu hakkındaki yargı sürecinin nasıl ilerleyeceği gibi çok sayıdaki soru işareti ise masada.
CHP’de köklü değişim rafa mı kalktı?
İmamoğlu’nun açıklamasının ardından seçim sonucuyla birlikte bazı kesimlerin ısrarcı olduğu CHP’de genel başkanlık makamı dahil köklü bir değişim olması gerektiği yönündeki taleplerin rafa mı kalktığı ve kurultay sürecinin nasıl devam edeceği de tartışılıyor.
Son basın toplantısını ve gelinen durumu DW Türkçe’ye değerlendiren Siyaset Bilimci Burak Bilgehan Özpek, İmamoğlu’nun geride kalan üç ayda, bir yandan değişim çağrısı yaparken diğer yandan seçimin niçin kaybedildiği, CHP Genel Merkezi’nin bu yenilgideki rolü gibi konularda yeterli bir özeleştiri getirmediğini söyleyerek, basın toplantısının biraz da bu kapsamda değerlendirilebileceğini belirtiyor.
“Birkaç örnek dışında siyasetçiler seçim yenilgisine sanki ufak bir tatsızlık olmuş, hiç yaşanmaması gereken ama yaşanmış ve unutulursa iyi olacağı düşünülen bir olay muamelesi yapıyor” diyen Özpek, İmamoğlu’nun da bu kervana katıldığını düşünüyor.
Ekrem İmamoğlu, CHP’deki değişim tartışmalarına ilişkin soru üzerine, “Sayın Genel Başkan’ın değişim ve dönüşüm sürecinin liderliğini yaparak partimizin tüm kadrolarıyla, yenilenmesiyle yeni bir siyasi parti mimarisiyle geleceğe coşkulu bir şekilde ulaşmasını sağlayıcı bir süreci hazırlaması gerektiğini düşünüyorum. Bunlar zaman içerisinde konuşulur. CHP’nin tarihi bilen, geçmişi tertemiz evlatları vardır. Bunlardan biri, ismi geçtiği için söylüyorum Özgür Özel’dir” yanıtını vermişti.
Genel başkanlık için adı geçen CHP Grup Başkanı Özel ise Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’a yaptığı ilk açıklamada, “Kısa vadede İstanbul’a, uzun vadede Türkiye’ye iyi gelecek bir karar. Sorumluluk üstlenmekten de fedakârlık yapmaktan da kaçmam dediğim noktadayım. Bu dönem yapıcı ve aktif tutum alma dönemi” diye konuştu.
Burak Bilgehan Özpek, İmamoğlu’nun toplumu temsil ederek CHP’yi kuşatmak yerine, CHP’yi içinden ittifaklar ve hiziplerle ele geçirmeye çalıştığını söyleyerek, şöyle konuşuyor: “Burada da bazı öncelikleri olduğunu görüyoruz. Kemal Bey’i bir şekilde indirmek istiyor ama Kemal Bey’in yerine illa kendisinin geçeceğini de düşünmüyor. Kılıçdaroğlu gitsin ama onun yerine kendisiyle iyi çalışabilecek biri de gelebilir. İkincisi belediyeyi kaptırmak istemiyor ve yeniden kazanmak istiyor. Üçüncüsü de bir sonraki seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor. Şimdi bunların hepsi çok riskli hamleler aslında.”
“CHP, İmamoğlu’na vücuduna giren mikrop gibi davranıyor”
İmamoğlu’nun aday gösterilip gösterilmeyeceğine CHP Parti Meclisi’nin karar vermesi gerekiyor ve bunun çok da geciktirilmeden olması gerektiğini düşünen partililer mevcut. Özpek, CHP’nin aslında Ekrem İmamoğlu’na, “Vücuduna giren bir mikrop, bir virüs muamelesi yaptığı ve onu dışarı atmaya çalıştığı” yorumunu yaparak, İmamoğlu’nun bunu anlayamadığını ve içeriden bir şeyler değiştirilebilir varsayımıyla hareket etmekte olduğunu savunuyor.
İmamoğlu’nun belediye başkanlığına odaklanmasının Kılıçdaroğlu’nun çok arzu ettiği bir şey olduğunu ve İmamoğlu’nun da bu yola girerek bu arzuyu yerine getirmiş olduğunu ifade eden Özpek, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Eğer Kılıçdaroğlu kongrede yeniden kazanırsa, İmamoğlu’nun şansının Kemal Bey’in adayı olarak düşeceğini varsayıyorum. Yani o kadar cepte bir seçim yok. İmamoğlu siyasi hayatını 1 Nisan günü noktalayabilir, yani böyle ağır bir bedel ödeyebilir.”
CHP kurultayının Kasım ayı dolaylarında yapılabileceği düşünülüyor ancak bunun için henüz resmi bir açıklama yapılmış değil.
Yerel seçimden nasıl bir sonuç çıkabilir?
İmamoğlu basın toplantısında kesin bir şekilde “adayım” demeden İBB Başkanlığı için yeniden yarışmak istediğinin sinyalini verirken, CHP”deki dönüşüm tartışmaları ile istinafta bekleyen dosyası gibi farklı etmenlerin seçim sonucunu etkileyebileceği düşünülüyor.
Özpek, İstanbul yerel seçim sonuçları için gösterilmeye çalışıldığı gibi çok umutlu bir tablo çizemeyeceğini ifade ederek, ortada şu an için bilinmez faktörler bulunduğunu; HDP ve İYİ Parti’nin politikaları ile, gençler başta olmak üzere sandıktan soğuyan kesimlerin tutumlarının bu bilinmezler arasında bulunduğuna işaret ediyor.
Basında zaman zaman yayınlanan ve İmamoğlu’nu açık ara önde gösteren anketlerin doğruluğunun tartışmalı olduğunu da belirten Özpek’e göre “İmamoğlu’nun şansı hiç de öyle abartıldığı kadar yüksek değil”. Bunun Altılı Masa sürecinde de görüldüğünü dile getiren Özpek, “Sanki seçimler kazanılmış, kazanmak için ekstra bir şey yapmaya çok da gerek yokmuş gibi bir hava var. Yeter ki herkes sussun ve desteklesin. Yerel seçim için de şu ana kadar aynı tabloyu görüyoruz” ifadelerini kullanıyor.
CHP’ye yakın Aksoy Araştırma’nın bugün basına yansıyan anketine göre İmamoğlu, AKP’nin çıkaracağı muhtemel adayların hepsine karşı kazanıyor.
İmamoğlu ile ilgili yargı süreci de sürüyor
Öte yandan İmamoğlu ile ilgili yargıdaki süreçleri de devam ediyor. İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilen “ahmak davası” ile ilgili dosya halen istinafta. Ceza, bir yılın üzerinde olduğu için İmamoğlu’na aynı zamanda siyasi yasak maddesi de uygulanabilir. Ancak bunun için önce kararın istinaftan geçip kesinleşmesi gerekiyor.
YSK Başkanı Muharrem Akkaya dava ile ilgili olarak, geçen yıl Aralık ayında gazeteci Kübra Par’a yaptığı açıklamada, istinafta kararın kesinleşmesi durumunda belediye başkanlığı seçiminde usulü, mazbatanın ikinci en çok oyu alan kişiye verilmesi olarak açıklamıştı.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için isminin geçtiği dönemde bu yargı sürecinin ve İmamoğlu için istinafta verilebilecek bir kararın seçimi tehlikeye atacağı yorumları yapılmıştı. “Aslında yargı kararını istinaf yerine CHP onadı” yorumunu yaparak, bu konunun bir bahane olarak kullanıldığını ifade eden Özpek, “CHP bu olası kararla dans etti ve Kılıçdaroğlu’nun adaylık sürecini pişirdi. Şimdi İmamoğlu yerel seçimi bir kez daha kazansa da kaybetse de Kılıçdaroğlu kazançlı çıkacak. Kazansa Kılıçdaroğlu ısrar etmiş ve aday olmuş olacak, kaybetse de zaten siyasi hayatı bitecek” diyor.
Yedi ay: Hem uzun hem de kısa bir zaman
Öte yandan yerel seçimlere kadar olan yaklaşık yedi aylık süreç hem CHP’deki olası değişim hem de muhalefetin bazı büyük şehirler için ittifak yapıp yapamayacağı açılarından kritik bir zaman dilimi. Seçimlerin ardından Millet İttifakı’nın doğal sürecinde sona erdiğini belirten partiler kendi içlerine dönerek teşkilatlarını ve tabanlarını güçlendirmeye eğilmiş ancak yerel seçimler için kısmi bazı ittifaklar yapılması konusunda birbirlerine kapıyı tam kapatmamışlardı.
Mevcut seçim sisteminde hem genel seçimler hem de bazı büyükşehirler için yerel seçimlerde ittifaklara gitmek, iktidardan ya da muhalefetten olsun tüm siyasi partiler için tercihten öte bir nevi mecbur kalınan bir durum. Bu arada 2019 yerel seçimlerinde çok uzun bir aradan sonra AKP’yi yenerek İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na taşıyan muhalefet partilerinden dünkü açıklamanın ardından farklı tepkiler geldi.
İmamoğlu’nu 14 Mayıs seçimleri için Kılıçdaroğlu yerine cumhurbaşkanı adayı olarak isteyen ama bunu sağlayamayan İYİ Parti, 26 Ağustos’ta Afyon açıklamasına hazırlanıyor. Partinin pek çok şehirde kendi adaylarını göstermesi beklenirken, yetkililer kısmi ittifaklar olabileceğini ancak 2019’daki gibi bunun karşılıksız olmayacağını belirtiyor.
İstanbul için kritik bir oy oranına sahip olan Yeşil Sol Parti (HDP) ise ittifak tartışmalarının şu an için erken olduğunu düşünüyor ve önündeki kongre sürecine hazırlanıyor. HDP 14 Mayıs Seçimleri’nin ardından oylarının düşüşü ile ilgili bir değerlendirme süreci başlatmış ve kendi adayları ile seçime girmeyi konuşmaya başlamıştı.
Altılı Masa’nın İYİ Parti dışındaki diğer ortakları ise CHP ile yerel seçim için ittifak konusuna daha ılımlı bakarken, diğer yandan kesin konuşmak için onlar da henüz erken olduğunu belirtiyor.